PARTIYA DEMOKRAT´A KURDISTAN - XOYBUN

PDK - XOYBUN



KURDİSTAN DEMOKRAT PARTİSİ (PDK – T)
" BASIN AÇIKLAMASI ''


PARTİ DEMOKRAT A KURDİSTAN - TIRKİYÊ
DEMOCRATIC PARTY KURDISTAN


25 Şubat 2001
ERMENİ SOYKIRIMI TASARISINI KABUL ETMEK İNSANLIK GÖREVİDİR

Soykırım insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur, unutmak ve redetmek de bir insanlik suçudur.

19. yüzyılın 90'lı ve 20. yüzyılın başlarında iflasın eşiğine ulaşan Osmanlı İmparatorluğu hegamonyasından ayrılıp bağımsızlıklarını elde etmek isteyen milletlerin arasında kuşkusuz Ermeni halkıda bulunuyordu. Ermeniler' de diğer Miletler gibi bağımsızlıklarını elde etmek için Osmanlı devletine karşı ayaklanmış, fakat coğrafik nedenlerden olsa gerek, Osmanlılar burunları altında gelişen bu ayaklanmaya kesinlikle tahammül edemiyorlardı. Kıtalararası toprakları kaybeden Osmanlı'nın "Ülke'nin son topraklarını" her ne pahasına olursa olsun kaybetme niyeti hiçte yoktu. Bundan dolayı daha önce başlatılan Ermenileri topyekün yoketme planı hızlandırılmıştı.

1915 şubatında başlayan Ermeni Soykırımı ani gelişen bir eylem degil, ayni zamanda planlanmış bir imha hareketi idi. 1909'larda iflasın eşiğinde kıvranan Osmanlı Imparatorluğunun iktidar mevkiini ele geçiren jöntürklerin bilinçli bir planı idi. Sözkonusu Soykırımın başlangıcı ise 1894-1896 yıllarında gerçekleşen katliamlara dayanmaktadır. Soykırım başlamadan önce, onları savunma gücünden yoksun etmek için, ermeni asıllı Askerler silahsızlandırılıp-Hitler'in daha sonra yahudilere yaptığı gibi-çalışma kamplarında calıştırıp ölüme terkedilmişlerdi. Istanbul'da ikamet eden 600 ermeni Aydını ise 24-25 Nisan 1915'te yakalanmiş, bunlardan ancak 15'i kurtulabilmişlerdi. (Aydınları yoketme politikası alisagelmiş bir Osmanlı-Türk kültürüdür. O dönemlerde 200 Kürt Aydınıda yakalanmiş, Van Gölüne atılarak katledilmişlerdi) Artık Ermenileri savunacak ne bir askeri güç, ne de bir siyasi güçten söz edilebilirdi. Soykırımın yolu tümüyle açılmıştı. Bu, zamanın içisleri bakanı Talaat Paşa tarafından kaleme alınan ve alman arşivlerinde bulunan yüzlerce Telgrafın bir kaçında şöyle ifade ediliyordu:

"Hükümetin, cemiyetin emri üzerine Türkiye'de ikamet eden tüm Ermenileri topluca imha etmeyi karara bağladığı bildirilmiştir.
Bu emir ve karara karşı çıkanlar vatandaşlıktan çıkarılır. Kadın, çocuk ve hastalara aldırış edilmeksizin, imha tedbirleri ne kadar trajik olursa olsun, vicdanın sesine kulak verilmeden onların varlıklarına bir son verilmelidir."
15 Eylül 1915, Içişleri Bakanı Talaat

Sayı: 691
"Doğu illerinin Ermeni bölgelerinde rastladığınız her Ermeniyi gizli tedbirlerle imha ediniz."
23 Ekim1915, Içişleri Bakanı Talaat

Sayı: 809
Halep Valiliğine
"Yabancı subayların, bütün yol boylarında görmüş oldukları tanınmış kişilerin cesetlerinden fotoğraflar çektiklerini öğrenmiş bulunmaktayız. Bu cesetlerin yolboylarında bırakılmamalarını ve alel acele defin edilmelerini tavsiye ediyorum,"
29 Aralık 1915, Içişleri Bakanı, Talaat

Gerici, şovenist Türk akımları'nın Kürt'lere sürekli hatırlattıkları bir laf vardır,
"...Türk Milletinin başını belaya sokmadan kendileride yok olup gitsinler. Nereye mi ? Gözleri nereyi görür, gönülleri nereyi çekerse oraya gitsinler. Iran'a, Pakistan'a, Hindistan'a, Barzani'ye gitsinler. Birlesmiş Milletlere baş vurup Afrika'da yurtluk istesinler. Türk ırkının aşırı sabırlı olduğunu, fakat ayranı kabardığı zaman önünde durulamadığını ırkdaşları Ermenilere sorsunlar da akılları başlarına gelsin..."


Bu kadar açık ve net olan, belgelerle kanıtlanmış, hemen hemen bütün dünya tarafindan kabül gören Ermeni Soykırımı TC Devleti yetkilileri tarafindan halen inkar edilmektedir. Bu inkarı ne yazıkki Türkiye halkının ezici çoğunluğu da paylaşmaktadır. Arşvlerin incelenmesinden söz ediyor. Oysa TC Arşivlerin tamamını Türk araştrmaclarına daha açmadıklarını kendieri söylüyor. TC'ye hiçte düşman olmayan Gazeteci M. Ali BRAND'dın ağzından;
"Arşivleri açtığımızı söyledik, ancak işimize gelenlere göz yumduk, kuşku duyduklarımızı bürokrasiye boğup engelledik."
(Hürriyet 19 ocak 2001)

Hem sonra, eğer Arşivler incelenecekse Ermeni'lerin Arşivlerinin de var olduğunu unutmamak gerek. Fransiz, Ingiltere ve Alman arşivleri bu hususta bir hayli zengin.

1915'te bütün dünyanin gözleri önünde Jöntürkler tarafından gerçekleşen Ermeni Soykırımı ancak 85 yıllık bir süreden sonra Dünya Politikasında kabül görüyor ve mahküm ediliyorsa, bu, uluslararasi Politika'nin ne kadar duyarsız olduğunun bir göstergesidir. Her ne kadar Ermeniler'in bu konudaki çalışmaları zamanında başladıysa da, ancak iktisadi ve siyasi menfaatlerden dolayı Türkiye'yi küstürmemek seçeneği ağır basıyordu.

Artık, Uluslararası politikalarda görmemezlikten gelme yöntemi az da olsa tarihe karışıyor. 21. yüzyılın başlarında gelişen teknoloji, küreselleşme ve Insan Haklarına karşı gelişen duyarlılık görmemezlikten gelme yöntemini mahküm ediyor. Bunu halen kavramakta gü.lük çeken TC Devleti yetkilileri kokuşmuş Kemalist yöntemlerle insanlığa karşı işlenmiş suçu inkar ediyorlar. Insanlik tarihinde utanç verici bu katliamı hatırlatmak isteyen ve bunu bir Katliam olarak gören Ülke veya politik çevrelere hayazısca saldırılıyor. Bu Ülke ve siyasi çevrelerin günbe gün fazlalaşmaları TC Devleti yetkilileri ve takipcilerini dahada rahatsız ediyor. Bundan olacak ki, "Türk'ün Türk'ten başka dostu yoktur," yumurtlaması/saçmalaması hergün tekrar görüyor. Oysa, Ermeni Katliamını tanıyan, tanımak isteyen veya bunu halen tartışan batılı Ülkeler'in ve ABD'nin Türkiye'nin en iyi müttefikleri olduğu tartışma istemiyen bir gerçektir. Bu ülkeler, artık Türkiye'nin kendine bir çeki düzen verme zamanının geldiği kanaatiyle hareket ediyorlar. Türkiye'ye, Insan Hakları konusunda, Kürt Meselesi konusunda, Demokrasi ve Ermeni Soykırımı konusunda bir yol haritasi çizmek istiyorlar. Fakat Ankara'lı Fosiller bunu ne yazıkki anlamakta güçlük çekiyorlar.

Artık bunu anlamak istemeyen Türkiye'nin hatırı için alışagelmiş politika'nın devam ettirilmesi sökmüyor. Bu yeterince yapildi. Bundan dolayidir ki, Fransa Ermeni Katliami tasarısı'nı kabül etti. Bunu yaparken Türkiye'den gelecek tepkilerin hesabını kuşkusuz yapmıştı. Biz, KDP-T olarak Fransa'nın bu kararını selamlıyor, diğer ülkeleri de bu kararın takipcisi olmaya davet ediyoruz.

wwww.pdk-t.dk